Türkiye’nin önemli kış turizm merkezlerinden biri olan Kartalkaya’da yaşanan trajik facia, ülke gündemini sarsmaya devam ediyor. 2021 yılında yaşanan olayda, bir kayışın kopması sonucu dokuz kişinin hayatını kaybetmesi, yüzlerce insanın güvenliğini sorgularken, olayın hukuki süreci de merakla takip edilmeye başladı. Bugün, Kartalkaya faciası davasının 7. celsesi gerçekleşti ve burada sanıkların tavırları, izleyenler arasında büyük tartışmalara yol açtı. Sanıkların mahkemedeki tutumları, “tiyatro” olarak nitelendirildi.
2021 yılının ocak ayında, Kartalkaya Kayak Merkezi’nde yaşanan facia, ağır kayışların kopması sonucu meydana geldi. Kayak pistinde bir grup insanın kaza geçirmesi, helikopterlerin bile ulaşmasının zor olduğu bir durumda, büyük bir panik yarattı. Facianın ardından başlatılan soruşturmalarda, kayışların bakımsız olduğu ve gerekli önlemlerin alınmadığı öne sürüldü. Olayla ilgili olarak, işletme sahipleri ve görevli teknik ekipler hakkında çeşitli suçlamalar ortaya atıldı. Hayatını kaybedenler arasında çocuklar da bulunuyordu ve bu durum vicdanları derinden yaraladı.
7’nci celsede, davaya tutuklu sanıkların yanı sıra avukatlarının da katılımıyla devam edildi. Duruşma salonu, mağdur yakınları ve basın mensuplarıyla dolup taştı. Celse sırasında sanıkların davranışları, birçok katılımcı tarafından “tiyatro” şeklinde değerlendirildi. Özellikle sanıkların sakin halleri ve mahkeme boyunca yaptıkları açıklamalar, pek çok kişinin tepkisini topladı.
Mağdur aileleri, sanıkların ihmal ve sorumluluklarını kabul etmeyişlerini eleştirirken, duygusal anlar yaşandı. Facianın mağduru olmuş bir baba, “Görevlerini yapmadılar, bu tür bir olayın yaşanacağından haberdar olmalarına rağmen gerekli önlemleri almadılar. Şimdi burada olduklarında, sanki oyun oynuyor gibiler,” sözleriyle duygularını dile getirdi. Bu olayların ardından, duruşma sırasında yaşanan gerilimler adliye koridorlarına kadar taşındı. Yaşanan bu durum, duruşmanın gidişatını da etkiledi.
Duruşmada avukatlar arasındaki polemikler de dikkat çekti. Sanıklardan birinin avukatı, müvekkilinin suçsuz olduğunu savunarak, “Olayın meydana geliş nedeni tamamen doğal bir felaket. Bizim müvekkillerimiz, önceki yıllarda yapılan tüm bakım ve onarımları yerine getirmişlerdir,” açıklamasında bulundu. Ancak bu savunma, mağdur yakınları tarafından tepkiyle karşılandı. Sanıkların daha önceki celselerdeki tutumları değişmekteydi ve bu durum, hem mahkeme heyeti hem de izleyiciler arasında farklı yorumlara sebep oldu.
Kartalkaya faciası davası, sadece bir hukuk mücadelesi değil, aynı zamanda toplumsal bir yarayı da temsil ediyor. Hayatlarını kaybedenlerin aileleri, adalet arayışında olduklarını ve bu mücadeleyi sürdüreceklerini belirtmekte. Duruşmanın gelecek celsesi ise, insanları tekrar bir araya getirecek ve adalet arayışı çerçevesinde yeni soruları beraberinde getirecek. Bu sorular, hem hukuki hem de toplumsal boyutta önem arz ediyor.
Dava sürecinin seyri, benzer durumların bir daha yaşanmaması adına da önem taşıyor. Kartalkaya faciası, bir yandan Türkiye’nin turizm endüstrisindeki güvenlik açıklarını gözler önüne sererken, diğer taraftan da sistemin ne kadar sağlam işlediğini sorgulatıyor. Davanın sonuçlarının, yalnızca sanıkların kaderini değil, aynı zamanda uygulayıcıların nasıl bir bilinçle hareket etmeleri gerektiğini de daha fazla pekiştireceği düşünülmekte.
Gelecek duruşmada nelerin yaşanacağı merakla beklenmekte. Sanıkların tavırları, mağdur ailelerinin adalet arayışı ve hukuk sisteminin işleyişinin sorgulanmasıyla birlikte, Kartalkaya faciası davası, Türkiye’de güvenli turizm uygulamalarında bir dönüm noktası oluşturabilir. Faciada hayatını kaybedenlerin hatıraları, yargılama sürecinin her aşamasında yaşatılacak ve adalet arayışı sürecektir. Bu süreç, hem mağdur aileleri hem de toplumu derinden etkileyen bir süreç olarak toplum hafızasında yer edinecektir.
Kartalkaya faciası davası, ilerleyen süreçte adaletin nasıl tecelli edeceği noktasında büyük bir merak uyandırıyor. Gelişmeler, hem hukuki süreçlerin çok daha fazla dikkatle takip edilmesine yol açacak hem de toplum genelinde güvenlik standartlarının artırılması adına bir motivasyon sağlayacaktır. Sonuç olarak Kartalkaya faciası, sadece bir dava süreci değil, aynı zamanda bir toplumsal refleksiyon ve hesaplaşma olarak da önemli bir yere sahiptir.