Emeklilik hayatının tadını çıkarmak yerine, bir tarım girişimine atılan Yasin Çetin, piyasada dikkat çeken pitaya (ejder meyvesi) üretimi ile hem gelirini artırdı hem de doğal bir ürüne katkı sağladı. Kilosu 200 TL olarak alıcı bulan bu egzotik meyve, özellikle son yıllarda sağlık bilinci artan tüketiciler tarafından yoğun ilgi görüyor. Yasin Çetin, daha önce bir devlet kurumunda memur olarak çalışan 62 yaşındaki bir çiftçi. Emeklilik kararını aldıktan sonra, şehrin gürültüsünden uzaklaşarak doğal bir yaşam sürmeyi seçti.
Pitaya, yani ejder meyvesi, son yıllarda sağlıklı yaşam trendleri ile birlikte popülaritesini artırmış ve özellikle yüksek besin değeri ile dikkat çekmektedir. Yüksek lif içeriği ve antioksidan özellikleri sayesinde, sağlık bilincine sahip tüketicilerin ilgisini çeken pitaya, sadece ülke içinde değil uluslararası pazarda da kendine yer buluyor. Yasin Çetin, pitaya yetiştirmenin getirdiği avantajlarla birlikte, bu meyvenin potansiyelini gördü ve kendi bahçesinde bir pitaya tarlasına adım attı. Çetin, işleme sürecinin de önemli olduğunu vurgulayarak, taze olarak tüketilmesi gerektiğini belirtiyor.
Yasin Çetin, emekliliğinde yeni bir başlangıç yapmak amacıyla tarım ile ilgilenmeye karar verdi. İlk başta sebze ve meyve yetiştirmek istese de, pitaya'nın potansiyelini duyunca bu egzotik meyveye yönelme kararı aldı. Pitaya üretiminin zor bir süreç olduğunu belirten Çetin, özellikle uygun iklim koşullarının sağlanması gerektiğini söyledi. Meyve, sıcak ve tropikal iklimlerde yetişmektedir, bu nedenle Çetin, serin iklim koşullarında bile başarılı olabilmek için bahçesini uygun şekilde tasarladı.
Çetin'in çiftliği, yerel pazarlara tedarik sağladığı gibi online satış platformları üzerinden de geniş kitlelere ulaşmak için çeşitli stratejiler geliştirdi. Kilosunu 200 TL'den satmak üzere belirlediği fiyat, hem üretim maliyetlerini karşılamakta hem de yerel çiftçilere örnek teşkil etmektedir. Çetin, pitayayı bir yatırım aracına dönüştürerek, hem kendi gelirini artırmış hem de çevresindeki çiftçiler için ilham kaynağı olmuştur. Pitaya hasadına başlarken, bu süreçte hem motivasyon hem de bilgi paylaşımı yaparak diğer çiftçilerle işbirliği yapmaya gayret etti.
Pitaya, sadece ekonomik açıdan değil, çevresel açıdan da sürdürülebilir bir tarım modeli sunmaktadır. Çetin, bu ürünün tarımda kimyasal gübre kullanmaktan uzak bir yöntemle yetiştirilebilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Böylece hem sağlıklı bir meyve üretilebilir hem de ekosisteme zarar vermeyecek bir tarım faaliyetinde bulunmuş olunuyor. Ayrıca, pitaya'nın sulama ihtiyacının az olması ve doğal olarak büyümesi, onu çevre dostu bir tarım ürünü haline getiriyor.
Çetin’in yanında, pitaya üretimi ile ilgilenen başka emekliler de bulunmaktadır. Bu durum, emeklilik döneminde üretken olmanın ve topluma katkı sağlamanın önemini ortaya koyuyor. Emekliliğin sadece dinlenmek değil, aynı zamanda yeni fırsatlar yaratmakla da ilgili olduğunu gösteriyor. Yasin Çetin, çevresindeki insanlara rekabetçi bir piyasa oluşturmanın yanı sıra, dayanışma ve işbirliği ruhunu da aşılamayı hedefliyor. Eğitimler düzenleyerek genç çiftçilere bu konuda bilgi vermeye ve onlara bu eşsiz meyvenin üretimi hakkında rehberlik etmeye devam ediyor.
Sonuç olarak, Yasin Çetin’in pitaya üretme serüveni, yalnızca kişisel bir başarı hikayesi değil, aynı zamanda tarımda yenilik ve sürdürülebilirlik adına bir örnek teşkil etmektedir. Doğanın sunduğu bu nadide meyvenin üretimi, kendisini emekli olduktan sonra hayatına yeni bir yön veren bir çiftçinin, aynı zamanda ekonomik ve çevresel anlamda nasıl bir etki yaratabileceğini gözler önüne seriyor. Pitaya, gelecek yıllarda Türkiye'de daha fazla tanınacak ve talep görecek bir ürün olarak karşımıza çıkacaktır. Böylece, Yasin Çetin gibi çiftçilerin cesur adımları, sadece kendilerine değil, toplumlarına da faydalı olacaktır.