Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde HDP milletvekilleri, geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Sırrı Süreyya Önder’i anmak üzere bir etkinlik düzenledi. Anma etkinliği, hem siyasi hem de insani yönleriyle dikkat çekti. Sırrı Süreyya Önder, Türkiye'nin siyasi tarihinde iz bırakan bir figür olarak bilinirken, vefatı birçok kişi tarafından üzüntüyle karşılandı. Anma programı, sadece bir kaybın hatırlanması değil, aynı zamanda onun mirasının da yeniden gündeme gelmesi açısından büyük önem taşıyordu.
Etkinlik, HDP milletvekillerinin yanı sıra birçok siyasi ve sosyal aktivistin katılımıyla gerçekleşti. Programda, Sırrı Süreyya Önder’in hayatı ve siyasetteki yolculuğu üzerine konuşmalar yapıldı. Katılımcılar, Önder'in barış ve demokrasi mücadelesinin altını çizerek, onun bıraktığı mirasın geleceği şekillendirebilecek güçte olduğunu vurguladılar. Birçok konuşmacı, Sırrı Süreyya Önder'in insan hakları konusundaki duruşunu, toplumsal adalet konusundaki kararlılığını ve demokrasiye olan inancını büyük bir özlemle anlattı.
Etkinlik sırasında duygusal anlar yaşanırken, bazı katılımcıların gözyaşlarını tutamadığı gözlendi. Anma programının en etkileyici anlarından biri de Sırrı Süreyya Önder'in eşi ve aile bireylerinin sahnede yaptığı konuşmaydı. Aile, Sırrı'nın yaşamında barışa, adalete ve eşitliğe olan tutkusunun her zaman ön planda olduğunu hatırlatarak, bu değerlerin yaşatılmasının önemini vurguladılar. “O, sadece bir politikacı değil, bir halk adamıydı” diyen eşinin sözleri, katılımcılar üzerinde derin bir etki bıraktı.
Konuşmalarda, Sırrı Süreyya Önder'in mirasının, gelecek nesillere ilham kaynağı olması gerektiğinin altı çizildi. Onun barışçıl yaklaşımı, toplumsal sorunların çözümünde nasıl bir yöntem olabileceği konusunda önemli bir örnek teşkil etti. Anma etkinliği sonrası düzenlenen basın toplantısında, HDP Grup Başkanvekili, “Sırrı’nın bıraktığı izleri takip ederek, onun hayalini gerçekleştireceğiz” diyerek, toplumsal barış için yürütülecek çalışmalara ve mücadeleye vurgu yaptı. Bu sözler, katılımcılara umut verdi ve Sırrı Süreyya Önder'in ideallerinin yaşatılacağına dair güven hissettirdi.
Sonuç olarak, Meclis'te düzenlenen bu anma, sadece Sırrı Süreyya Önder’in anısına değil, aynı zamanda Türkiye'nin demokrasi mücadelesine dair önemli bir hatırlatmayı içeriyordu. Herkesin ortak idealler altında birleşip, bu değerleri barışçıl bir şekilde savunma kararlılığı gösterdiği bir toplum hayalinin mümkün olduğu mesajı verildi. Anma etkinliği, katılımcıların kalplerinde derin izler bırakarak, Sırrı Süreyya Önder’in anısını yaşatmaya yönelik bir adım niteliğinde oldu. Gelecek, Sırrı’nın özlemlerine ve ideallerine sahip çıkacak nesillerin ellerinde şekillenecek.