Son zamanlarda Türkiye’de meydana gelen depremler, halkın ve uzmanların dikkatini yeniden bu afetlerin ön görebilmesi üzerine çekti. Özellikle Kahramanmaraş'ta yaşanan büyük depremler, deprem uzmanı Frank Hoogerbeets'in öngörülerinin doğruluğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Hoogerbeets, Türkiye'deki birçok kişi tarafından "deprem tahmincisi" olarak tanınırken, İstanbul özelinde yaptığı tahminler ise merak uyandırıyor. İstanbul'un coğrafi yapısı ve kentsel dönüşüm süreçleri göz önüne alındığında, Hoogerbeets’in görüşlerine kulak vermek son derece önemli. Peki, Frank Hoogerbeets kimdir ve İstanbul depremine ilişkin öngörüleri neler? Herkesin aklındaki bu soruları yanıtlamak için gelin detaylara inelim.
Frank Hoogerbeets, dünya genelinde geçirdiği 30 yıldan fazla bir süre zarfında depremler ve sismik aktiviteler üzerine araştırmalar yapmış bir uzmandır. Geçmişte, birkaç büyük depremin tarihi sismik verilerle uyumlu bir şekilde tahmin edebilme yeteneği ile dikkat çekmiştir. Özellikle, Hint Okyanusu’ndaki depremlerin yanı sıra, Türkiye'de yaşanan büyük depremlerin önceden tahmin edilmesi ile bilinir hale gelmiştir. Kahramanmaraş depreminin önceden tahmin edilmiş olması, Hoogerbeets'in güvenilirliğini artırmış ve onun öngörülerine duyulan güveni pekiştirmiştir. Uzmanlar, onun bazı sismik olayları ortak gezegen hareketleriyle ilişkilendirdiğini ve bu çevresel faktörlerin ne denli güçlü bir etkiye sahip olduğunu vurguladıklarını belirtmektedir.
Frank Hoogerbeets, İstanbul’un deprem riski taşımadığını söyleyenlerin aksine, bu şehirde meydana gelebilecek büyük bir depremin olasılığının çok yüksek olduğunu ifade etmektedir. Yılda yaklaşık 10 milyon insanın yaşadığı, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dolu bu şehir için, Hoogerbeets'in tahminleri ciddiye alınması gereken bir konu. Kendisi, İstanbul'un Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın yanı başında yer aldığını belirterek bu fay hattının zamanla hareketleneceğini ve bunun ciddi sonuçlar doğurabileceğini öne sürmektedir. Onun tahminlerine göre, İstanbul'un büyük bir deprem geçirmesi olasılığı, önümüzdeki birkaç yıl içinde artış gösterebilir.
Hoogerbeets, depremin zamanlamasını belirlemenin her ne kadar zor olduğunu vurgulasa da, mevcut sismik veriler ve gezegen hareketlerinin incelenmesinin önemli olduğunu belirtmektedir. İstanbul için özel bir tahmin paylaşan Hoogerbeets, şehirdeki binaların depreme dayanıklılığı konusunu da gündeme getiriyor. Şehrin mevcut yapısının, olası bir depremde büyük zayiatlar verebileceğini düşündüren faktörlerden biri olduğunu ifade eden uzman, mevcut mühendislik standartlarının bu durumu güvence altına alacak kadar yeterli olmadığını söylemektedir.
Hoogerbeets’in tahminleri, sadece akademik çevrelerde değil, aynı zamanda kamuoyunda da büyük bir yankı uyandırmıştır. İstanbul için olası bir deprem senaryolarının dikkate alınması gerektiği yönündeki uyarıları, şehirdeki kamu ve özel kuruluşların kentsel dönüşüm projelerini hızlandırması için bir tetikleyici olmuştur. Ancak, İstanbul'daki depreme hazırlıklılık seviyesinin halen tatmin edici olmadığı, binaların çoğunun eski ve dayanaksız olduğu gerçeği, korkutucu bir gerçektir.
Sonuç olarak, Frank Hoogerbeets'in İstanbul depremine yönelik öngörüleri, kesinlikle göz ardı edilmemesi gereken bir husus. Uzmanın geçmişteki başarıları ve güncel iddiaları, halkın ve yetkililerin dikkatini çekmeli ve bu konudaki hazırlıkları hızlandırmalıdır. Unutulmamalıdır ki deprem öncesinde alınacak önlemler, can ve mal kaybını asgariye indirmek için büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla, İstanbul'da yaşanabilecek bir deprem için hazırlıklı olmak, herkesin sorumluluğudur.