Hatay, Türkiye'nin güneyinde bulunan tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dolu bir şehir. Ancak bu şehirde sadece doğası değil, insanlarının el becerileri de dikkat çekiyor. Özellikle kadınlar, yüzyıllardır süregelen gelenekleri gün yüzüne çıkararak, killi topraktan eserler üretiyor. Bu sanat dalı, kadınların hem ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarına hem de geleneklerini yaşatmalarına olanak tanıyor. Fakat zanaatın arka planda yatan zorlukları, kadınların işin her aşamasında karşılaştıkları zorlukları da beraberinde getiriyor.
Killi toprak, Hatay’ın en önemli doğal kaynaklarından biri olarak öne çıkıyor. Bu toprak, kadınların elinde farklı şekillerde hayat buluyor. Çömlekten, süs eşyalarına kadar birçok ürün, bu toprağın ustalıkla işlenmesiyle ortaya çıkıyor. Yerel kadınlar, sadece maddi kazanç sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda ilçenin kültürel mirasını yaşatmanın gururunu da taşıyorlar. Bu bağlamda, kadınlardan biri olan Zehra Hanım, "Belirli bir maharet gerektiren bu iş, aynı zamanda oldukça yorucu. Ama sonuçlar, emeğimin karşılığını fazlasıyla veriyor," diyor. İşin en keyifli yanlarından biri ise killi toprağı şekillendirirken ortaya çıkan yaratıcılık. Her parçanın kendine has bir hikayesi var ve bu hikayeleri şekillendirirken kadınların yaşadığı duygularla birlikte ürünler zenginleşiyor.
Elbette ki bu süreç kolay değil. Kadınlar, killi topraktan ürün üretirken hem fiziksel hem de mental olarak yorulan bir süreçten geçiyor. Çalışma saatleri uzadıkça, işin zorluğu da artıyor. Fakat bu zorluklar, kadınları daha güçlü kılıyor. Ürettikleri eserlerin sergileri ve pazarları, onların emeklerinin karşılığını alabilecekleri yerler haline geliyor. Kendi işlerini yapabilmek için gerekli olan malzemeleri temin etmek, zaman zaman maddi olarak zorlayıcı olabiliyor. Ancak topluluk içinde kadınların birbirlerine destek olması, zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı oluyor. Zehra Hanım bu konuda, "Birbirimizin eksikliklerini tamamlayarak, güçlü bir topluluk oluşturduk. Bu sayede hem dayanışmayı güçlendirdik hem de işimizi büyütme fırsatları yakaladık," ifadelerini paylaşıyor.
Hatay'da killi topraktan üretim yapan kadınların, sadece maddi kazanç sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüme katkıda bulunmaları da önemli bir nokta. Kadınlar, bu çabalarıyla bölgelerindeki diğer kadınlara ilham veriyor ve potansiyellerinin farkına varmalarına yardımcı oluyor. Yerel kooperatifler ve kurslar, kadınların birbirleriyle bilgilerini paylaşmalarına, deneyimlerini aktarmalarına olanak tanıyor. Böylece, el sanatları, sadece bir iş alanı olmaktan çıkıp, kadınların sosyo-ekonomik statüsünü güçlendiren bir araç haline geliyor.
Sonuç olarak, Hatay'da killi topraktan üretim yapan kadınlar, hem geleneklerini yaşatmakta hem de aile bütçelerine katkı sağlamaktadırlar. Onların zorlu ama bir o kadar da tutkulu hikayeleri, toplumda fark yaratma potansiyeline sahip. Özellikle genç nesle ilham kaynağı olması, bu değerli zanaatın yok olmasını engellemeye yardımcı olabilir. El emeği göz nuru eserleriyle bu kadınlar, hem kendilerine hem de toplumlarına örnek oluyor. Ailelerin geçim kaynağı olmanın yanı sıra, bu el sanatı, bir kültürün yaşatılmasına da katkıda bulunuyor. Hatay'da kadınların killi toprakla kurdukları bu bağ, gelecek nesillere aktarılacak önemli bir miras olarak kalmaya devam edecektir.