Son yıllarda büyük şehirlerde yaşayan memurlar, artan yaşam maliyetleri nedeniyle zor günler geçiriyor. Özellikle kira ve gıda fiyatlarının yüksekliği, devlet memurlarının ekonomik durumunu alt üst etmiş durumda. Bu kriz ortamı, memurlar arasında tayin isteklerinin patlama yapmasına neden oldu. Maaşlarının kendi yaşam standartlarını karşılamaktan çok uzak olduğunu düşünen memurlar, daha uygun yaşam koşullarına sahip olan bölgelere tayin istemeye başladı.
Ülke genelinde enflasyonun yükselmesi ve kiraların tavan yapması, özellikle büyük şehirlerde memurların yaşam kalitesini doğrudan etkiliyor. Büyükşehirlerde yaşayan memurlar, maaşlarının yüzde 74’ünü kira ve gıda gibi zorunlu ihtiyaçlarına harcıyor. Bu durum, birçok memurun geçim sıkıntısı yaşamasına ve neredeyse tüm maaşını sadece temel ihtiyaçlarına harcadığına işaret ediyor. Gerçekten de büyük şehirlerde bulunan kiralık dairelerin fiyatları, ulusal ortalamanın çok üzerinde seyrediyor. Bu durum, memurların yaşam standartlarını düşürmekle kalmayıp, aynı zamanda psikolojik baskı da oluşturuyor. İstatistiksel veriler, memurların büyük bir kısmının şehrin ekonomik koşullarından dolayı huzursuz olduğunu ortaya koyuyor.
Yüksek kira ve gıda fiyatları, birçok memuru daha uygun fiyatlı yaşam alanları bulmak üzere tayin talep etmeye yöneltiyor. Memurlar, daha uygun yaşam koşullarına sahip illere ya da şehirlere tayin istemek için her türlü çabayı harcıyorlar. Tayin talepleri sadece ekonomik sebeplerle sınırlı değil. Ayrıca, büyükşehirlerdeki yoğun yaşam temposu ve trafik sorunları da memurların iş ve özel yaşam dengesini olumsuz etkiliyor. Bu durum, memurların mental sağlıkları üzerinde de olumsuz bir etki yaratıyor. Sıklıkla artan iş yükü ve stres, birçok memurun tükenmişlik hissi yaşamasına neden olurken, göç hareketlerinin daha da artmasına yol açıyor.
Özellikle sosyal hizmetler ve eğitim alanında çalışan memurlar arasında bu tayin talepleri daha da belirgin. Çünkü birçok memur, iş yerinde karşılaştıkları sorunlar ardından, daha sakin ve huzurlu bir yaşam alanı arayışına girmiş durumda. Eğer bu durum böyle devam ederse, büyükşehirlerdeki memur eksikliği ve diğer kamu hizmetlerinde aksamalar görülebilir. Hem devletin hizmet politikası açısından hem de memurların yaşam kalitesi açısından acil önlemlerin alınması gerektiği aşikar.
Sonuç olarak, büyük şehirlerdeki yaşam zorlukları, devlet memurlarının iş yaşamını ve kişisel hayatını derinden etkiliyor. Şu anda pek çok memur, daha iyi yaşam koşulları umuduyla tayin taleplerine yönelmiş durumda. Bu sebeple, hükümetin memurların ek gelir imkanlarını artırıcı politikaları gözden geçirmesi ve yaşam standartlarını yükseltecek adımlar atması gerekiyor. Aksi halde, memurların büyükşehirlerdeki varlığı tehlikeye girecek ve kamu hizmetlerinde ciddi sorunlar baş göstericektir.