Antalya, Türkiye'nin en popüler turizm destinasyonlarından biri olmasının yanı sıra, iklim koşulları nedeniyle bazen sert hava olaylarına da maruz kalabiliyor. Geçtiğimiz günlerde şehrin bazı bölgelerinde etkili olan 45 dakikalık dolu yağışı, beraberinde büyük zarar ve acı anılar getirdi. İnsanlar, aniden bastıran dolunun verdiği şoku ve kaybettikleri değerleri paylaşırken, yaşananlar sosyal medyada da geniş yankı buldu. Bu yazıda, Antalya'da dolu felaketinin yol açtığı yıkımın yanı sıra, bir kadının o anlarda yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattığı gizli hikayeye odaklanıyoruz.
14 Ekim 2023 tarihinde, Antalya'nın merkezi ve çevresindeki bazı yerleşim yerlerinde etkili olan dolu yağışı, sabah saatlerinde beklenmedik bir şekilde başladı. İlk başta yerini sadece gök gürültüsü ve yağmur sesine bırakan hava, bir anda dolu tanelerinin yere düşmesiyle birlikte büyük bir felaketin habercisi oldu. Vatandaşlar, iş yerlerinde ve evlerinde bu ani durumu yaşarken, dolunun büyüklüğü ve yoğunluğu herkesi korku dolu anlara sürükledi. Market rafları, araçlar ve tarım arazileri dolunun etkisiyle adeta yerle bir oldu.
Felaketten en çok etkilenenlerden biri de Fatma Yılmaz isimli bir kadın oldu. 35 yaşındaki Fatma, yağmurun doluya döndüğü anlarda pencereden dışarıyı izlerken yaşadığı korkuyu şu şekilde dile getiriyor: “Önce hafif bir yağmur başladı, sonra her şey aniden değişti. Dolu taneleri öyle dayanılmaz bir şiddetle düşüyordu ki, evimizin pencere camlarının sarsıldığını hissettim. Kendimi kaybetmiş gibiydim.” Fatma, özellikle dolunun büyüklüğünü görünce, bahçesindeki meyve ağaçlarının tel tel olduğunu ve evin o anki halini gözyaşlarıyla tarif ediyor.
Fatma, dolu yağışının bitmesinin ardından dışarı çıktığında karşılaştığı manzarayı gördüğünde derin bir üzüntü hissiyle dolduğunu söylüyor. “Bahçemdeki her şey mahvolmuştu. Ağaçlarım, çiçeklerim, her şey kül gibi olmuştu. Geçen yaz ektiklerimiz, bu sene meyve verecekti ama dolu tüm umutlarımı yerle bir etti” diyor. Onun bu sözleri, birçok insanın yaşadığı kayıpları ve hayal kırıklıklarını bir kez daha ortaya koyuyor.
Dolu yağışı, Antalya'nın çeşitli bölgelerinde tarımsal alanlara ve otoparklara ciddi zararlar verdi. Birçok araç hasar gördü, tarım arazilerindeki ürünler yerle bir oldu. Şehrin bazı bölgelerinde su baskınları da meydana geldi. Çoğu vatandaş, sigorta kapsamıdışında kalacak olan hasarlarıyla baş başa kaldı. Zararın boyutu ise gün geçtikçe netleşiyor.
Fatma Yılmaz, yaşadıklarının ardından çevresindeki insanların tepkilerini de paylaşıyor: “Komşularım dahi bu duruma çok üzülüyorlar. Herkesin bahçesindeki ürünler ya yok oldu ya da hasar aldı. Ama en çok da insanın içinde kalan umut kırıklığı canımızı acıtıyor. Yaşadığımız bu anların etkisinden kolay kolay kurtulacağımızı düşünmüyorum.” Fatma'nın sözleri, dolu yağışının sadece fiziki zararlar vermekle kalmayıp, psikolojik etkilerini de düşündürmeye başladı.
Antalya Büyükşehir Belediyesi ve ilgili kurumlar, mağdurların yaralarını sarmak için seferber oldu. Dolu sonrası durum değerlendirmeleri yapılarak, yaraların en hızlı sürede sarılması için çalışmalar başlatıldı. Ancak, birçok vatandaş gibi Fatma da kaybettiklerini geri kazanmanın o kadar da kolay olmayacağını biliyor. “Hayat böyle işte, kaybettiklerimizin yerini doldurmak o kadar kısa bir sürede mümkün değil” diyor.
Etkili bir dolu yağışının ardından belirsizliklerin gölgesinde kalan Antalya, bir yandan da bu felaketin ardından toplumsal dayanışma ve destek için bir araya gelmeye çalışıyor. İnsanlar, kaybettikleri değerleri ve yaşadıkları sıkıntıları unutmasalar bile, yaralarını sarmak ve yeni hayata daha umutlu bir şekilde başlamak için birbirlerine yardımcı olma yönünde güçlü bir irade gösteriyorlar. Sonuç olarak, Antalya'daki dolu yağışının, sadece maddi kayıplarla kalmayıp, insanların hayatlarını derinden etkileyen bir travma olarak hafızalarda yer ettiğini, dolu felaketinin sadece hava durumuyla sınırlı kalmadığı, insan psikolojisini de zorladığını söylemek mümkün.
Antalya'daki dolu felaketi, hem olayın doğasında hem de insanların yaşadığı duygusal yükümlülükler açısından oldukça derin bir etki bıraktı. Fatma Yılmaz'ın hikayesi, bu tür doğal afetlerin, bireylerin hayatında yarattığı tahribatı gözler önüne seriyor. Umuyoruz ki, Antalya’da meydana gelen bu tür doğal olaylar, gelecekte daha az zarara dönüşsün ve insanlar, yaşananlardan ders çıkararak yeniden doğmak için cesaret bulsun.